Aylardır istisnasız her sabah duşta söylediğim şarkı merak ediliyordu.
31 Mayıs 2010
26 Mayıs 2010
Büyük Çerkes Sürgünü: Biz halkız, biz sürgünde bir halkız...
SÜR ATINI GECENİN İÇİNDEN
(Kafkasya’yı Geceleyin Boydan Boya Geçerken*)
(Kafkasya’yı Geceleyin Boydan Boya Geçerken*)
Sür atını! Gecenin ortasından sür!
Sür; gecenin içinden.
Sür; gecenin içinden.
Görüntüler... Anılar
Gök gürültüsünden süzülen yankılar.
Şimşekler, kahkahalar...
Binlerce güvercinin sesinde çığlıklar.
Gök gürültüsünden süzülen yankılar.
Şimşekler, kahkahalar...
Binlerce güvercinin sesinde çığlıklar.
Sür atını! Gecenin ortasından sür!
Sür; gecenin içinden.
Sür; gecenin içinden.
Karanlığın kadife örtüsü,
Sessiz ağaçların belirsiz görüntüsü...
Durmuş bakıyorlar.
Ki, yaşamın gizine ermiş sessiz tanıklar onlar
Sessiz ağaçların belirsiz görüntüsü...
Durmuş bakıyorlar.
Ki, yaşamın gizine ermiş sessiz tanıklar onlar
Sür atını! Gecenin ortasından sür!
Sür; gecenin içinden.
Sür; gecenin içinden.
Mahmur tepelerde balkıyan yıldızlar,
Raks ederek, ta denize dökülüyorlar.
Sen, atını koştururken dörtnala ülkende,
Onun yumuşak eli hep üzerinde.
Nereye gidersen git,
Çizer kaderini de.
Raks ederek, ta denize dökülüyorlar.
Sen, atını koştururken dörtnala ülkende,
Onun yumuşak eli hep üzerinde.
Nereye gidersen git,
Çizer kaderini de.
Sür atını! Gecenin ortasından sür!
Sür; gecenin içinden.
Sür; gecenin içinden.
Beni de al, beni de al gezine,
Götür beni de zamanın ötesine.
Sözcükler yitip gitti,
Sığındı sesler orman mabedine.
Götür beni de zamanın ötesine.
Sözcükler yitip gitti,
Sığındı sesler orman mabedine.
Yanıtlar bul, sorular sor.
Ulaş köklerine o antik ağacın,
Al götür beni danslara, şarkılara
Süreceğim atımı denizin Ay’la buluştuğu ufuklara...
Ulaş köklerine o antik ağacın,
Al götür beni danslara, şarkılara
Süreceğim atımı denizin Ay’la buluştuğu ufuklara...
Sür atını! Gecenin ortasından sür!
Sür; gecenin içinden.
Sür; gecenin içinden.
25 Mayıs 2010
Van Gaal'dan
“futbol bir takım oyunudur. takım oyunu olduğu için bu oyunu oynayanlar birbirlerinden bağımsız hareket edemezler. eğer sahada bir oyuncu üzerne düşen görevi yapmazsa, bundan diğerleri zarar görür. bu yüzden her oyuncu, sahada yetenekleri dahilinde, üzerine düşeni yapmak zorundadur. bu da disiplinli olmayı gerektirir. sahada disiplin sağlamanın yolu, saha dışında disiplin sağlamaktan geçer. bir grup oyuncunun karşısına antrenör olarak ilk geçtiğimde onlara disiplin derken neyi kastettiğimi anlatırım. disiplin çok detaylı bir meseledir. antremandan yarım saat önce soyunma odasında olmaktan eşyalarınızı her zaman derli toplu tutmaya, yemek saatinde sofraya hep beraber oturmaktan vücudunuza iyi bakmaya pek çok şeyi kapsar. bir oyuncu buna uymazsa, onunla konuşurum. ceza vermek benim için en son çaredir. cezanın teknik direktörün yönetim zaafı olduğunu düşünürüm.”
“her antrenman iletişim için bir fırsattır. oyuncular antrenörlerin kendilerinden ne istediğini antremanda anlar. bu yüzden antremanı sık sık keser, o anda gördüğüm sorunla ilgili konuşurum. 11 sene öğretmenlik yaptım. nerede susup, nerede konuşmam gerektiği konusunda tecrübeliyim. genç oyuncularla 30 yaşındaki bir futbolcudan daha uzun süre konuşurum. tecrübeli bir oyuncu yaptığı yanlışları artık istese bile değiştiremez.”
“basın beni çoğunlukla her şeyi bildiğini zanneden otoriter bir figür olarak yansıtır. benimle çalışan insanlar öyle olmadığımı bilirler. her gün etrafımdakilerden yeni bir şey öğrenirim. oyuncularımdan, yardımcılarımdan, medikal ekibimden... etrafımdaki herkese bir önceki maç hakkında, bir oyuncu hakkında, gelecek karşılaşma hakkında ne düşündüğünü sorarım. bir lider olarak bunu yapmak benim görevim.”
“futbolda en önemli şey ‘takım’ olmaktır. karşınızdakinin neyi yapıp, neyi yapamayacağını iyi bilmelisiniz. yetenekleri kadar, eksikliklerini de öğrenmelisiniz. önemli bir maç öncesi en kilit oyuncularımdan birine ertesi günkü maçta hangi taktiği oynamamızın en doğrusu olacağını sordum; bana 4-3-3 dedi. o sistemi oynarsak ilk 11’de olmayacağını biliyordu ama takımı kendinden önce düşünmüştü. o gün birşeyleri başardığımı anladım.”
“her antrenman iletişim için bir fırsattır. oyuncular antrenörlerin kendilerinden ne istediğini antremanda anlar. bu yüzden antremanı sık sık keser, o anda gördüğüm sorunla ilgili konuşurum. 11 sene öğretmenlik yaptım. nerede susup, nerede konuşmam gerektiği konusunda tecrübeliyim. genç oyuncularla 30 yaşındaki bir futbolcudan daha uzun süre konuşurum. tecrübeli bir oyuncu yaptığı yanlışları artık istese bile değiştiremez.”
“basın beni çoğunlukla her şeyi bildiğini zanneden otoriter bir figür olarak yansıtır. benimle çalışan insanlar öyle olmadığımı bilirler. her gün etrafımdakilerden yeni bir şey öğrenirim. oyuncularımdan, yardımcılarımdan, medikal ekibimden... etrafımdaki herkese bir önceki maç hakkında, bir oyuncu hakkında, gelecek karşılaşma hakkında ne düşündüğünü sorarım. bir lider olarak bunu yapmak benim görevim.”
“futbolda en önemli şey ‘takım’ olmaktır. karşınızdakinin neyi yapıp, neyi yapamayacağını iyi bilmelisiniz. yetenekleri kadar, eksikliklerini de öğrenmelisiniz. önemli bir maç öncesi en kilit oyuncularımdan birine ertesi günkü maçta hangi taktiği oynamamızın en doğrusu olacağını sordum; bana 4-3-3 dedi. o sistemi oynarsak ilk 11’de olmayacağını biliyordu ama takımı kendinden önce düşünmüştü. o gün birşeyleri başardığımı anladım.”
Yazık şu geçen zamana yazık !
"böyle mi sona erecekti? böyle parça parça mı olacaktı?
bu kadar yalan mı yaşandı her şey? hem size hem bize yazık..."
bu kadar yalan mı yaşandı her şey? hem size hem bize yazık..."
2005 Temmuz'unda tanıştığım şu dizinin sonunu görmeden ölmeyeyim diye dualar ettim, adaklar adadım.Gel gör ki bir dizi finali ancak bu kadar sıçabilirmiş onu öğrendim...
24 Mayıs 2010
Issız Adam Keki
# 4 yumurta
# 1 yemek kaşığı tarçın
# 1,5 - 2 su bardağı rendelenmiş havuç
# 1 su bardağı çekilmiş ceviz (Cevizleri rondodan geçirirken çok küçük yapmamakta fayda aaaaaaaaaaaaağğğğğğğh yine ağlıyorummmmm
# 1 yemek kaşığı tarçın
# 1,5 - 2 su bardağı rendelenmiş havuç
# 1 su bardağı çekilmiş ceviz (Cevizleri rondodan geçirirken çok küçük yapmamakta fayda aaaaaaaaaaaaağğğğğğğh yine ağlıyorummmmm
21 Mayıs 2010
6 Temmuz 959
Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,
belini sarmayalı,
gözünün içinde durmayalı,
aklının aydınlığına sorular sormayalı,
dokunmayalı sıcaklığına karnının.
Yüz yıldır bekler beni,
bir şehirde bir kadın.
Aynı daldaydık, aynı daldaydık.
Aynı daldan düşüp ayrıldık.
Aramızda yüz yıllık zaman,
yol yüz yıllık.
Yüz yıldır alacakaranlıkta
koşuyorum ardından.
belini sarmayalı,
gözünün içinde durmayalı,
aklının aydınlığına sorular sormayalı,
dokunmayalı sıcaklığına karnının.
Yüz yıldır bekler beni,
bir şehirde bir kadın.
Aynı daldaydık, aynı daldaydık.
Aynı daldan düşüp ayrıldık.
Aramızda yüz yıllık zaman,
yol yüz yıllık.
Yüz yıldır alacakaranlıkta
koşuyorum ardından.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)