30 Temmuz 2010

Bosna Olmayalım


"Miroslav Milankoviç; her dünya barış gününde öyküsünü anlatmaya söz verdiğim çocuk... Adını ilk kez 1991 sonbaharında Belgrad'da bir savaş karşıtı gösteride duyduğum çocuk...

O yılın 20 Eylülünde orduya yeni katılmış bir grup asker arasında tartışma çıkmıştı. Grubun yarısı silahlarını bırakmayı, savaşmama-yı, diğer yarısı ise büyük bir iştahla savaşmayı savunuyordu. Ya savaşa gidecek ve daha dün arkadaş, komşu olduklarını öldüreceklerdi ya da savaşa girmeyip "vatan haini" damgasını yiyeceklerdi. O ikisini de yapamaz. Delikanlı yüreği ne komşularını öldürmeyi ne de "vatan haini" damgası yemeği kaldırır. O gün Şid kasabasının hayvan pazarında kendisini vurur. O kadar dokunur ki onun tercihi barış severlere; Miroslav Milankoviç'i barış hareketinin sembolü yaparlar.

İşte olmamak gereken Bosna, böyle tercihlere zorlar her vicdan sahibi insanı.

Böyle tercihlerde bulunmamak için yarın; kendi Bora ve Ramizlerimizi, "Mehmmedleri-mizi ve Mehmetlerimizi" mumla arar olmamak için, şimdiden haykırmaktı: "Bosna olmayalım". Olmamak gereken Bosna, Bora ve Ramizler'in mezarlarında ters döndükleri, Mi-lankoviçler'in o zor tercihe zorlandığı Bosna'dır. Olmak gereken Bosna'da Bora ve Ramizler'in el ele yürüdüğü, Mehmet'in Mehm-med'e omuz verdiği Bosna.

Hangi Bosna olmak istediğimize karar vermek gerek, geç olmadan!"

L.Doğan Tılıç - BirGün 

06 Temmuz 2010

KABLO'DA İNDİRİM


"Fırtınalı bir denizin içindeyiz, kayalara çarpmadan, akıntıya kapılmadan kendi gücümüzü ortaya koyacağız. ...İş yapacağız, iyi olursa 'Aferin Aykut' diyecekler, kötü olursa da 'Yaptık, denedik olmadı herkese teşekkürler Allahaısmarladık' diyeceğiz."